Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin 26 Haziran’da gerçekleştirilen Mezuniyet Töreni’nde konuşma yaptığı ve törende Gezi Direnişi’ne destek amaçlı üzerinde “diren” yazılı tişört giydiği için Yrd. Doç. Dr. Timuçin Köprülü hakkında Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü tarafından soruşturma açılmıştır.
Yrd. Doç. Dr. Timuçin Köprülü’nün mezun olan öğrencilerden birkaçına diplomalarını takdim ederken yaptığı kısa konuşma şöyledir:
“Sayın konuklar, ben bu öğrencilerin üç sene derslerine girdim. Ceza genel, ceza özel ve ceza usul derslerini benden aldılar. Üzerlerinde hakkım vardır; o yüzden birkaç kelime söylemek istiyorum. Merak etmeyin uzun konuşmayacağım. Yalanın hukuk, hukukun da yalan olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Son zamanlarda ‘polisimiz destan yazdı’ deniyor. Gösterilerde insanların öldürülmesiyle, göstericilerin kör edilmesiyle, binlerce kişinin gaza boğulmasıyla, avukatların adliye salonlarında sürüklenerek dışarı çıkarılmasıyla, ÇHD’li avukatların tutuklanmasıyla destan falan yazılmaz. Asıl destanı bu çocuklar yazmıştır. Teşekkürler.”
Üniversiteler, Timuçin Hoca’ların konuşmaları, dersleri, yazdıkları sayesinde özgürleşecektir.
Üniversite sadece meslek erbabı yetiştirmez ya da diploma dağıtmaz. Akademisyenler çalışmaları, tutum ve tavırları ile toplumsal düşünü etkiler, değiştirir ve dönüştürürler. Üniversite her türlü görüşün tartışılması için demokratik ortam sağlar. Bu bağlamda, bir üniversite öğrencisinin alacağı en değerli derslerden birini Yrd. Doç. Dr. Timuçin Köprülü mezuniyet törenindeki kısa konuşması ve Gezi Direnişine verdiği destek ile sağlamıştır.
Onurumuzu Savunuyoruz Hareketi olarak Timuçin Hoca’yı özellikle bu konuşmasından dolayı kutluyoruz. İyi ki varsınız! İyi ki Uludağ Üniversitesi öğrencileri sizden ders alıyorlar.
Üniversiteyi üniversite yapan evrensel değerler uyarınca, üniversiteler toplumların demokratikleşmesi için üzerine düşen görevi yapan kurumlardır. Üniversite özerkliğini devletin, hükümetin hatta toplumun eleştirisi için kullanır. Öğretim üyeleri fikirlerini ifade ettikleri için veya özel ya da kamusal alanda kurdukları ilişkilerden dolayı üniversite tarafından cezalandırılmaz.
Bir üniversite için asıl görev, öğretim üyelerinin baskın ideoloji ve görüşlerden korkmaksızın, düşüncelerini ifade etmekte kendilerini özgür hissetmelerinin güvence altına alınmasıdır. Üniversite polisiye anlayışla yönetilemez. Üniversite cezalandıran değil koruyan kurumdur.
Bir öğretim üyesi düşünce ve tutumlarını sınıfın içinde veya dışında, kamusal alanlarda ifade ettikçe toplumsal işlevini yerine getirmiş olur. Akademik özgürlük bu işlev için gereklidir zaten. Ülkenin ya da üniversitenin yöneticileri bu düşünceleri paylaşmayabilir hatta bunlardan rahatsız olabilirler ama ne olursa olsun üniversitenin görevi düşünce ve tutumun özgürce ifade edilmesini güvence altına alınmasıdır.
Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’ne de sesleniyoruz. Disiplin yönetmeliğini öğretim üyelerine yasal şiddet uygulamanın bir aracı olarak kullanmaktan vazgeçiniz.
Bu soruşturma ile asıl siz, kendi üniversitenizi ve akademik özgürlüğü tehdit etmiş oluyorsunuz. Öğretim üyelerinin görüşlerine yönelik bu tür kısıtlamalar üniversitenizin saygınlığını tüketecektir.
Biliniz ki, Timuçin Hoca Direnecek, Biz Yanında Olacağız ve Akademi Özgürleşecek!
Onurumuzu Savunuyoruz Hareketi Yürütücüleri